ALIŞKANLIKLAR: DÜŞÜNMEDEN YAŞANILAN HAYATLARIN VERDİĞİ GÜVENCE

            Hayatımızın çoğu, alışkanlıklarımızdan oluşur. Sabahları kalktığımızda hemen yaptığımız şeyler, akşamları yatmadan önce yaptıklarımız, öğle arasında her gün aynı saatte yediğimiz yemekler… Hepsi alışkanlıklarımıza dayanır. Başta küçük ve basit görünen bu şeyler, zamanla yaşamımızın temel parçalarına dönüşür. Peki, alışkanlıklarımız bizi ne kadar tanımlar? Ya da biz alışkanlıklarımızı ne kadar tanıyabiliriz?

Alışkanlıklar, genellikle farkına varmadan oluşturduğumuz davranışlardır. Her şey bir seçimle başlar: Sabahları bir kahve içmek, akşamları bir kitap okumak, bir parka yürüyüşe çıkmak. Bu seçimler bir süre sonra düzen haline gelir. Her gün bu alışkanlıkları tekrar ederiz ve onlarsız bir gün geçiremez hale geliriz. Alışkanlıklar, başta bizi rahatlatan, güven veren şeylerdir. Fakat bazen, sürekli aynı şeyleri yapmak, bizi sıkıştırabilir. Alışkanlıklar bizi bir yandan güven içinde tutar, ama diğer yandan kim olduğumuzu, ne istediğimizi unutmamıza neden olabilir.

Alışkanlıklar, insanın özgürlüğünü sınırlayabilir mi? Bie insanın özgürlüğü, alışkanlıklarını fark edip onlardan kurtulmakla mümkündür. Ancak bu, kolay bir şey değildir. Çünkü alışkanlıklar, bir kere yerleşmeye başladığında, onları değiştirmek zordur. Sabahları bir çay içmeyi alışkanlık haline getiren birinin, birdenbire kahve içmeye başlaması ne kadar zor olabilir ki? Alışkanlıklar, bizim içsel dünyamızın, ruh halimizin bir yansımasıdır. Bir insan, ne zaman ve nasıl alışkanlıklar edindiğini fark etmeyebilir. Her alışkanlık, bir zamanlar bir tercihken, zamanla bir gereklilik halini alır. Ama bir noktada, o alışkanlıklar bizi kontrol etmeye başlar. Kendi hayatımızı bir düzen içinde sürdürürken, aslında alışkanlıklarımızın düzeninde yaşamaya başlarız.

Bir başka açıdan baktığımızda, alışkanlıklar toplumsal yaşantımızla da bağlantılıdır. İnsan, çevresine uyum sağlamak için de alışkanlıklar edinir. Ailesi, arkadaşları ya da çalıştığı çevre, onun davranışlarını şekillendirir. Başkalarına benzemek, onlarla aynı şeyleri yapmak bir tür sosyal alışkanlık yaratır. Burada da bir soru ortaya çıkar: Hangi alışkanlıklar bizimdir, hangi alışkanlıklar başkalarının beklentilerine yanıt olarak şekillenir? Toplum, insanları belirli davranış kalıplarına zorlar ve biz bu kalıplara uymak için alışkanlıklar geliştiririz. Ama bir süre sonra, bu alışkanlıklar kimliğimizin bir parçası haline gelir. Ne zaman ve nasıl bu alışkanlıkları edindiğimizi unuturuz.

Alışkanlıklar bir yandan rahatlatıcıdır, bir yandan da daraltıcı olabilir. Hayatımızı alışkanlıklar üzerinden düzenlemek, bazen özgürlüğümüzü kısıtlar. Ama alışkanlıklarımızı fark etmek ve onları sorgulamak, aslında bir nevi özgürlüğe açılan bir kapıdır. Alışkanlıklarımızı gözden geçirmek ve onların hayatımızdaki rolünü anlamak, bize daha derin bir bakış açısı kazandırabilir. Çünkü her alışkanlık, yalnızca bir davranış değil, aynı zamanda biz kimiz ve kim olmak istiyoruz sorusunun da bir cevabıdır.

            Montaigne-Denemeler

            143. Sayfa Alışkanlık

Comments

Popular posts from this blog

LİSE ÖĞRENCİLERİNİN TERCİH VE GÖRÜŞLERİ ARAŞTIRILDI

Ankara Ziyareti

Soğukta Donmuş Eller Hayata Tutunmakta Zorluk Çeker