BEDENİN CANLI RUHUN ÖLÜ OLDUĞU HAYATLAR
Herkes bir gün öleceğini biliyor, ama çoğumuz ölüm
hakkında düşünmekten kaçıyoruz. Hayatla ölüm arasındaki farkı anlamaya
çalışmak, bazen çok karmaşık olabilir. Gerçekten yaşayan insanlar var mı, yoksa
bazılarımız sadece "yaşayan ölü" mu?
Bazen insanlar sadece nefes alır, ruhları ve
düşünceleri ölü gibidir. Yani bedenleri yaşar ama iç dünyaları donmuştur. Bu
insanlar, hayatın gerçek anlamını keşfetmezler. Sadece var olurlar, ama
yaşamazlar. Gerçek yaşamak, sadece var olmak değil, duyguları hissedebilmek,
düşüncelerimizi özgürce ifade edebilmek ve hayatı tam anlamıyla yaşamak
demektir.
Bazen insanlar, içsel olarak ölü gibi yaşar.
Başkalarının söylediklerini tekrar ederler, kendi düşüncelerini oluşturmazlar.
Her şey alışkanlıklara bağlıdır. Gerçekten yaşamak, sadece bedenin hayatta
olması değil, zihnin ve ruhun da aktif olması demektir.
Ölümü kabul etmek, hayatı daha değerli kılar. Ölümün
her an gelebileceğini bilmek, her anı daha dikkatli yaşamamıza sebep olur. Eğer
ölümün bir gerçek olduğunu kabul edersek, hayatımızı daha anlamlı yaşarız. Yani,
yaşamamız gereken her anı ertelemeden, o anı dolu dolu yaşamak gerekir.
Birçok insan, hayatlarını sonraya erteleyerek yaşar.
"Bir gün şunu yaparım," "Bir gün şunu başarırım," derler.
Ama ertelemek, zamanın kaybolmasına neden olur. Montaigne, "Bugün yaşa,
çünkü yarın ölebilirsin," der. Yani, bir şeyleri ertelemenin hiç anlamı
yoktur. Hayat, o anda yaşamaya değer.
Sonuç olarak, gerçek yaşam, sadece nefes almakla
değil, içsel olarak da canlı olmakla mümkündür. Yaşarken ölü olmamak, her anın
kıymetini bilerek, cesurca ve özgürce yaşamaktır. Eğer hayatı ertelemeden, her
anı fark ederek yaşarsak, gerçek anlamda yaşamış oluruz.
Montaigne-Denemeler
116. Sayfa Yaşayan Ölüler
Comments
Post a Comment