SADECE BİR AN İÇİN, HİÇBİR ŞEYE BAĞLI KALMAMAK
İnsan bazen isteyerek yalnız kalmak istiyor. Kalabalıklardan, konuşmalardan, sürekli bir şey olma çabasından uzaklaşmak… Bir köşeye çekilip sadece kendinle baş başa kalmak. Dışarının sesi kesildiğinde, içerideki sesin ne dediğini duymaya başlıyorsun. O ses, gün içinde bastırılmış düşünceler, ertelenmiş duygular, susmak zorunda kalmış cümlelerle dolu oluyor bazen. Ve o sesleri dinlemek, kalabalıkların arasından sıyrılıp kendine dönmenin en sessiz, en içten yolu hâline geliyor.
Toplumda yalnızlık çoğu zaman kötü bir şey gibi görülür. "Bir derdi mi var?" derler sessiz kalana. Ama bazen o sessizlikler birer ihtiyaçtır. Bir odada tek başına oturup pencereden dışarıyı izlemek, içinden geçen her düşünceye hiçbir filtre olmadan kulak vermek… Müziğin arka planda usul usul çaldığı, dış dünyanın karmaşasının uzağında geçen birkaç dakika bile, hayatın tüm gürültüsünden sıyrılmak için yeterlidir. Çünkü o anda kimse seni yargılamıyor, senden bir şey beklemiyor. Sadece varsın.
Yalnız kalınca sahici oluyorsun. Rol yapmana gerek kalmıyor. Güçlü gözükmek, komik olmak, ilgi çekmek zorunda değilsin. Çünkü seni izleyen kimse yok. Sadece sen varsın. Ve bazen, bu kadarı yeterli. Aynaya baktığında gülümsemek zorunda değilsin, ya da gülümsemesen bile kimse nedenini sormuyor. Sessizce oturmak, hatta hiçbir şey yapmamak bile özgürlüğün en saf hali olabiliyor. Çünkü yalnızlık, bazen dünyayla değil, sadece kendinle bağlantı kurabildiğin bir alan yaratır sana. Ve bu alan öyle değerlidir ki, içine yalnızca gerçek duygular girer.
Elbette sonsuz yalnızlık insanı çürütür. Hep yalnız kalmak, zamanla içe kapanmaya, karanlık düşüncelere bile dönüşebilir. Ama arada bir yalnız kalmak, ruhun yeniden nefes alması gibidir. Sanki gün boyu taşıdığın ağırlıkları bir kenara bırakır gibi… Hiçbir şey anlatmak zorunda olmamak, hiçbir konuyu toparlamaya çalışmadan sadece düşünmek, hayal kurmak, susmak… bunlar insanı yoran kalabalıklardan çok daha iyileştirici olabilir. Çünkü bazen susmak, konuşmaktan daha çok anlatır.
Belki de huzur, tam da bu sessizlikte gizlidir. Kalabalıklardan değil, kendine ayırdığın o sade zamandan doğar. Yalnızken kendini yeniden tanıma fırsatı bulursun. Unuttuğun bir duyguyu hatırlarsın, yıllar önceki bir hayalini yeniden gözünün önüne getirebilirsin. Hiçbir zamanın yetmediğini sandığın hayatın içinde, birkaç dakikalığına bile olsa zaman sana ait olur. O anlar sana kendini hatırlatır. Kim olduğunu, ne hissettiğini, ne istediğini... Bazen insan bütün o karmaşadan kaçmak ve sadece var olmak ister. Hiçbir sorumluluğu olmadan, hiçbir şey düşünmesine gerek kalmadan kafasına göre yaşamak; kimse için sabahın köründe kalkıp hazırlanmamak, dışarı çıktığında kendi kendine vakit geçirebilmek, o resmi okula yetiştirmek için değil de huzurlu hissettirdiği için çizmek, zararını düşünmeden o istediği tatlıyı yiyebilmek, sevdiği dersi okul sınavları için değil de öğrenmek için çalışmak ister insan, kimseye ve ya hiçbir şeye bağlı kalmadan sadece var olmak ister...
Comments
Post a Comment