Posts

Tanrı'nın Tanımadığı Elçiler: Sanatta İnancın ve Dinin Temsilcileri

Image
            İnsanlık tarihi boyunca insanlar gökyüzüne bakmış, orada bir güç, bir anlam, bir varlık aramıştır. Bu varlığın adı bazıları için Tanrı, bazıları için Allah, bazıları için ise Evren’in kendisi olmuştur. Din, işte bu arayışın cevabıdır. Sanat ise bu cevabın ifadesidir. Resim sanatı, görünmeyeni görünür kılmak isteyen insanların fırçası olmuştur. Bu yüzden din ile sanatın buluşması bana hep büyülü gelmiştir.                Resimlerde beni en çok etkileyen şey, Tanrı’nın ya da meleklerin bazen çok açık, bazen çok gizli bir şekilde karşımıza çıkmasıdır. Öyle ki bir resme uzun süre baktığınızda, onun sadece bir sahneyi değil, bir duayı anlattığını fark edersiniz. Sanatçılar Tanrı’yı doğrudan çizemeyeceklerini bildikleri için bazen onun varlığını ışıkla , bazen ellerin duruşuyla , bazen de sadece boş bir alanla hissettirmişlerdir.                Ö...

Yıl Sonu Değerlendirmesi

               Bu yıl farklı derslerle birlikte liseye uyum sağlamaya çalıştık. Ders içerikleri ortaokula göre daha ayrıntılıydı ve konular daha sistematik işlendi. Her dersin kendi içinde farklı bir yapısı ve öğrenme yöntemi vardı.                Türk dili ve edebiyatı dersinde bir çok yeni şey öğrendik. Bu süreçte bazı metinler ilk başta karmaşık görünse de sınıf içinde yapılan açıklamalarla anlamlandırmak mümkün oldu. Ders benim için akıcı ve anlaşılırdı. Zaman zaman yazılı anlatım çalışmaları ve yorum etkinlikleri de yapıldı. Konular birbirini tamamlayan şekilde işlendiği için yıl sonuna doğru genel bir bakış oluştu.                Yıl boyunca işlenen tüm derslerde temel düzeyde kazanımlar elde edildi. Konular birbirini tamamlayacak biçimde ilerledi. Eksik kalan yerler yıl içinde yapılan tekrarlarla desteklendi. Genel olarak yıl, öğrenme alışkanlık...

Zaman Algısı

               Zaman, hayatımızın her anında var olan bir kavramdır. Ancak zaman, herkes için aynı şekilde işlemiyor. Bazen zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz, bazen de saniyeler sanki saatler gibi uzuyor. Peki, zaman algımız neden bazen farklı hissedilir? Bunun cevabı, beynimizin zamanla nasıl ilişki kurduğunda yatıyor.                İlk olarak, zaman algısının neden farklı olduğuna bakmak gerekir. İnsan beyni, dış dünyadaki olayları sürekli olarak algılar ve bu algılar beynimize bir şekilde iletilir. Ancak beynimiz, bu bilgileri her zaman aynı hızda işlemez. Eğer bir aktiviteye çok fazla odaklanıyorsak, zaman daha hızlı geçiyormuş gibi hissedebiliriz. Örneğin, bir video oyunu oynarken ya da çok sevdiğimiz bir aktiviteyle meşgulken zamanın nasıl geçtiğini anlamayız. Bunun nedeni, beynimizin bu tür aktivitelerde daha az ayrıntıya odaklanarak hızlıca işlem yapmasıdır.       ...

Sadece İnsanlar Bizi Beğensin Diye Mi Değişmek İsteriz?: Güzellerin Doğuştan Sahip Olduğu Torpil

                 İnsanlar, başkaları hakkında fikir yürütmeye her zaman çok hevesli. Henüz tek kelime etmeden bir kişinin nasıl biri olduğunu bildiklerini sanıyorlar. Saçına, kıyafetine, yürüyüşüne ya da sessizliğine bakarak seni tanıdıklarını zannediyorlar. Oysa çoğu zaman yanılıyorlar. Çünkü bir insanı gerçekten tanımak, onunla vakit geçirmek, ona zaman tanımak ister. Ama kimse bu zahmete girmiyor. Yargılamak daha kolaylarına geliyor.                Benim için de böyle oldu hep. Dışarıdan soğuk göründüğümü söylüyorlar. Ciddiymişim, mesafeliymişim… Oysa bunların hiçbiri ben değilim. Sadece herkesin yanında konuşamam. Kolayca açılabilen biri değilim. Yeni ortamlarda susmayı tercih ederim, çünkü ne zaman içimden geldiği gibi davransam yanlış anlaşıldım. Ve zamanla anladım ki insanlar çoğu zaman gördükleriyle yetinmek istiyor, anlamaya çalışmakla uğraşmak istemiyor. Kimse seni merak etmiyor asl...

Dışarıdan Görünmeyenler: Benim Açımdan Ben

               Kendimi bildim bileli bir şeyler çizerim. Daha okuma yazma bilmeden, kâğıt kalem geçti mi elime, hemen bir şeyler karalamaya başlardım. Ne çizdiğimi ben de bilmezdim bazen ama çizmeden de duramazdım. İlkokul birinci sınıfta Bilsemde resim dersi almaya başladım, ama aslında benim resim maceram çok daha önce başlamıştı.                Çocukken genelde sessizdim. Kalabalıkların içinde kaybolan, kendi köşesinde oturan tiplerden. Çok duygusaldım, hemen her şeye üzülürdüm. Bazen bir laf, bazen küçücük bir olay bütün günümü etkilerdi. İlkokuldan ortaokul sonuna kadar hep böyle geçti. 1. sınıftan 8. sınıfa kadar aynı çizgide ilerledim diyebilirim: içine kapanık, duygusal bir çocuk.               Ailemle genel olarak aram iyidir, bir küçük kız kardeşim var. Babamla kendimi bildim bileli çok yakınımdır; her şeyimi gidip ona anlatabilirim, her konuda kon...

AYKIRILAR

               Nietzsche, filozof kimliğinin yanında zaman zaman duygularıyla da ön plana çıkan bir insandı. Hayatına giren Lou Andreas-Salomé, onun sadece kalbini değil, düşüncelerini de sarsmıştı. Lou, döneminin “kadın gibi davranması beklenen” kadınlarından farklıydı. Kendine güveni, bağımsızlığı ve zekâsı onu başkalarından ayırıyordu. Nietzsche'nin ona hayran kalması boşuna değildi. Çünkü Lou, kadın olduğu kadar erkeksiydi de. Ve bu, onu ilgi çekici yapan şeydi.                Aslında bugüne geldiğimizde bu hikâyenin hala geçerli olduğunu görüyoruz. Alışılmış davranışların dışına çıkan insanlar hep daha dikkat çekici oluyor. Erkeklerin daha nazik, duygularını açıkça dile getiren, kıyafetlerinde veya duruşlarında hafifçe "feminen" bir yan taşıması bazı insanlara tuhaf gelebilir. Ama dürüst olalım: Bu aykırılık bir cesaret işidir. Aynı şekilde, bir kadının özgüvenli, sesini yükseltmekten çekinme...

Çalıkuşu Kitabı Üzerine Eleştiri

                 Çalıkuşu bence çok güzel ve akıcı bir kitap. Hiç sıkılmadan okudum, hatta bazı yerlerde elimden bırakmak bile istemedim. Olaylar hızlı gelişiyor ve Feride’nin başına gelenler beni hep merakta bıraktı. Özellikle Feride’nin farklı şehirlere gidip yeni yerler görmesi, yeni insanlarla tanışması çok hoşuma gitti.                Birçok arkadaşım okurken kitabı beğenmediklerini söyledi çünkü içerisinde geçen ilişkiler ve Feride'nin aşk hayatını beğenmemişler ama bence asıl konusu özgürlük ve bağımsızlık. Feride çok güçlü bir kız, kimseye muhtaç kalmak istemiyor. Kendi ayaklarının üstünde durmaya çalışıyor ve bu bana çok ilham verdi. Evet, Kamran’la yaşadığı aşk önemli ama bence Feride’nin özgürlüğe düşkünlüğü daha ön planda.                Feride’nin en dikkat çekici yanı inatçılığı ve cesareti. Ne olursa olsun pes etmiyor ve yoluna deva...